350g ve Üzeri Tüm Kahvelerde Kargo Bizden.

Kahve Atıkları Nasıl Değerlendirilir?

Son yıllarda dünya çapında kahve tüketim alışkanlıklarının değiştiği bir gerçek. Her geçen gün farklı bir bölge kahvesini deneyimleme imkanlarımızın ve neticede damak zevklerimizin zenginleşmesi ve kahve demleme konusunun evlerimize kadar girmesiyle beraber tüketim miktarları da her yıl katlanarak artıyor. Sebebi ister damak tadı ister yaşam tarzı olsun, araştırmalar ve rakamlar da kahve tüketiminde artış olduğunu doğruluyor. TUİK verilerine göre, 2015 yılında 46 bin ton olan kahve ithalat hacmimiz 2020 yılında 60 bin tonlara kadar yükseldi. Tüketimdeki bu büyümenin belki de hiç üzerinde durmadığımız ama tüketimimizle beraber büyüyen bir konuyu da beraberinde getirdiği bir gerçek var; kahve atıkları.

Dünyada her gün 2 milyar fincandan fazla kahve tüketildiği belirtiliyor. Bunların demleme sonrası ortaya çıkan posa ya da telvesi dediğimiz kısımları ise çöp haline geliyor. Bu yolla yılda 6 milyon tondan fazla kahve atığının çöp arazilerine eklendiği tahmin ediliyor. 

Sürdürülebilir yaşam trendlerine hayatımızda yer açmamız gerektiği gerçeğinden yola çıkarak organik bir atık olan kahve atıklarını aslında farklı alanlarda değerlendirmek ve geri dönüşüme kazandırmak mümkün. Gelin  Dünya genelinde bu alandaki uygulamalara göz atalım:

Biyoyakıt

Kahve çekirdekleri bünyelerinde çeşitli yağlar barındırırlar. İşte bu yağlar biyoyakıta dönüştürülebilir. Dünyanın farklı ülkelerinde kahve çekirdeklerinden biyoyakıt üretmeye başlayan girişimler var. Mesela Londra’daki otobüslerde bu yakıtlar olarak kullanılmaya başlanmış bile.

Kahve Kütükleri

Kahveden elde edilen enerji sadece ulaşım sektöründe kullanılmıyor. Bir başka İngiliz girişim, kahve atıklarından elde ettiği kütükleri ev ısıtması için odun kütüklerinin yerine sunuyor. Üretici firma Bio-Bean, geleneksel oduna göre daha çevre dostu olan bu kütüklerin, hem daha uzun süre yandığını hem de kahve atıklarının doğrudan çöpe gönderilmesine göre yaklaşık %80 daha az emisyon ortaya çıkmasına yol açtığını belirtiyor. Bio-Bean’in iş modeli, atık kahveleri iş merkezleri, üniversiteler ve tren istasyonları gibi noktalardan toplayıp geri dönüşüm fabrikasında işleyerek kütüklere dönüştürmek üzerine kurulu. 

 

Sera Gazı Avcısı

Kahve atıkları doğru şekilde değerlendirildiğinde sera gazını hapsederek iklim değişikliğiyle mücadeleye destek verebiliyor. Institute of Physics’in geçtiğimiz yıllarda yayınladığı bir çalışmada, kahve çekirdeklerinin potasyum hidroksit ile birlikte ısıtılması durumunda metanı hapseden bir malzemenin ortaya çıkmasını sağladığı belirtiliyor. Bunun yanı sıra, söz konusu malzemenin metan gibi karbonu da hapsedebildiği ve diğer karbon yakalama ve saklama yöntemlerine göre daha hızlı ve ekonomik olduğu da belirtiliyor.

Gübre

Muhtemelen en çok bilinen ve kullanılan yöntemlerden biri de kahve atıklarını gübreye dönüştürmek. Bugün pek çok kahve dükkanı ve zinciri atık kahveleri müşterileriyle ücretsiz olarak paylaşıyor. Öte yandan kahve telvesinin toprağın böceklenmesini önlediği de belirtiliyor.

*Görseldeki kullanım temsilidir. (Kaynak)

Tasarım

Kahve tüketiminin Dünya genelinde bu denli yüksek oluşu tasarımcıları da atıkların yeni ürünler oluşturmak için bir kaynak olarak nasıl kullanılacağı üstünde düşünmeye itiyor. Alman merkezli Kaffeeform'da bunlardan biri.  Kaffeeform’un yaratıcısı, Alman tasarımcı Julian Lechner.

Lechner’ın bilim insanları ile 3 yıl süren deneyleri 2015’te ilk meyvesini veriyor telveden kahve fincanı üretiliyor. Berlin’deki kahve dükkânlarından toplanan telveler önce kurutuluyor, daha sonra ağaç yongası ile karıştırılarak kalıplara dökülüp fincan elde ediliyor. Çevre dostu bu kompozit fincanlar, ağaç yongası, doğal reçine ve kahve telvesinden oluşuyor ve %100 doğada ayrışabiliyor.

Kaynak: Kaffeeform

Yorum yapın

Yorumların yayınlanabilmesi için onaylanması gerektiğini lütfen unutmayın